Okuduğum Tarih: Kasım 2013
Gogol’un bu
ünlü oyununu okumaktan büyük keyif aldım. Film izler gibi eğlendim. Müfettiş,
bir kentte bulunan ileri gelen memurların rüşvetle/despotlukla sürdürdükleri
yaşamın ve ayıbın karşısında sıkışıp da zor durumda kaldıklarında paçalarını
kurtarmak için neler yapmak zorunda kaldıklarını anlatıyor. Bunu anlatma tarzı
öyle eğlenceli ve komik ki aslında bir trajedi olabilecek bir hikayeyi gülerek,
gülümseyerek okuyoruz.
Kaymakam St.Peterburg’dan kimliği
gizli birisinin, bir müfettişin geleceği duyumunu aldığında paniğe kapılıyor ve
kentin ileri gelenleri olan yargıcı, lise, hastane, postane, yoksulları koruma
kurumları MUDURLERINI
ve komiseri çağırıp kurumlarına çeki düzen vermeleri gerektiğini anlatıyor.
Öte yandan hana St.Petersburg’dan
uşağı Osip’le beraber kalmaya gelen bir devlet memuru olan İvan Aleksandroviç Hlestakov, kumarda kaybettiği paraları yüzünden
sıfırı çekmiş vaziyettedir, yemek yiyecek parası dahi kalmamıştır. Son yemeğini
hancının acıması yüzünden yerken onu müfettiş zanneden Kaymakam gelir. Nereden
gelip nereye gideceği belli olduğundan bahsedilen müfettişle de tıpa tıp
uyduğundan şüpheleri yoktur. Yaptıkları onca uygunsuzluğun korkusuyla
soruşturmak akıllarına bile gelmez.
Kaymakam Hlestakova’ya o kadar iyi
davranır ki Hlestakov hemen uyanmaz ama şaşırır. Kaymakam Anton Antonoviç
Skvoznik-Dhumanovk, Hlestakov’u evinde kalmaya davet eder. Kaymakam’ın eşi Anna
Andreyevna ve kızı Marya Antonovna ile tanışan Hlestakov onlara da büyük
komplimanlar düzer. Hatta iyice abartır kendisini övmeyi. Karşısındakiler
sonradan görme olduklarından fark etmezler bile. Sonra Hlestakov odasında
dinlenmeye çekildiğinde uşağı Osip bahşişleri götürür, o da renk vermez.
Kaymakam şehrin ileri gelenlerini
çağırır. Müfettişi tavlamak için her müdürün onunla rüşvet seansını ayrı
yapmasının iyi olacağında karar kılarlar.
Sonra sırasıyla Yargıç Ammos
Fyodoroviç, Postane Müdürü Şpekin, Lise Müdürü Luka Lukiç Hlopov, Yoksulları
Koruma Kurumları Müdürü Artemi Filippoviç ve zengin esnaflardan Bobçinski ile
Dobçinski Hlestakov’a nakit olarak sözüm ona borç para verirler.
Hlestakov bu yanılsamadan son derece
memnundur ("Beni
bir devlet görevlisi sandılar galiba. Dün akşam gözlerini epey korkuttum
herhalde. s86) Uşağı Osip artık oradan ayrılmaları gerektiğini
söylemektedir. Hlestakov bir gün daha kalacağını söyler ve St. Petersburg’daki
yazar arkadaşı Tryapiçkin’e durumu anlatan bir mektup yazar. Ona bunu gazetede
yayınlamasını önerir. Bu mektubu postaneye yollarlar.
Hlestakov kaymakamın evinde kızı
Marya’yla karşılaşınca ona ilanı aşk eder. Sonra o diz çökmüşken annesi Anna
odaya girer ve Marya’yı yollar, bu sefer Hlestakov Marya’nın annesine Anna’ya
ilanı aşk eder. Diz çökmüşken kızı Marya odaya girer ve işler karışır. O sırada
kaymakam da gelince Hlestakov Marya’yı babasından ister ve kabul edilir. Nişanları kente ilan edilir.
Bu arada kentin esnafı Hlestakov’a
Kaymakamın despot ve çıkarcı tutumunu şikayet ederler. Hlestakov ani bir işi
olduğunu bahane ederek kendisine tahsis edilen şık bir arabayla yola çıkar.
Arkasından kaymakam nişan için
tebrikleri alırken Posta Müdürü gelip Hlestakov’un gayri kanuni bir şekilde mühürünü bozup açıp okuduğu mektubu herkese gösterir.
Mektupta Hlestakov tüm ileri gelenlere giydirmekte, onlarla alay etmektedir.
Bunu duyunca kaymakam ve diğer memurlar sinirden köpürürler.
O anda jandarma gelip müfettişin
handa olduğunu ve kendileriyle görüşmek istediğini bildirir. Herkes şoka girer.
Gözlemlerim :
*Türkler
“Türklerle
savaşacağız herhalde.” (s10) Türklerle
Rusların ezeli savaş ve rekabetleri halkın konuşma biçimlerine de riayet etmiş.
*Fransızca Bölümler
Rus edebiyatının o dönem romanlarında olduğu gibi halkın Fransızların etkisi
altında olduklarının bir ifadesi. Hele üst tabaka Fransızca konuşarak sosyetik
tatmini sağlıyorlar.
“Comprenez
vous” (s58)
“Moveton” (s125)
*Sarhoşluk
“İnsan içti
mi, içindeki her şeyi dışarı döker; yüreğindeki her şey diline vurur. Biraz
atar elbette; ama atmadan da konuşulmaz ki.” (s65)
*St.Petersburg’a
“Peter” denmesi hoşuma gitti. (s25)
Sanki bir arkadaştan bahseder gibi. Şehre duyulan sevgiyi ifade ediyor.
*St. Petersburg
“Peter’de
yaşamak çok daha iyi tabii. Paran olsun yeter; paran varsa daha rahat, daha
güzel yaşarsın. Tiyatrolar mı dersin, dans eden köpekler mi, ne görmek istersen
karşına gelir… Soylular kadar olmasa da herkes kibar konuşur, balık pazarına
bile gitsen satıcılar “Beyefendi” derler; (s26)
“Ama ansızın
bütün kent, Peterburglu görünüşüm ve kılık kıyafetim yüzünden beni general,
vali gibi bir şey sanmaya başladı. (s121)
*Müfettiş
için kenti ‘düzeltiyorlarmış’ izlenimi yaratmak.
“Sonra
ayakkabıcının yanındaki eski çiti hemen yıktırıp, yerine sarı işaret kazıkları
diktirin de, sanki yol çalışması varmış gibi görünsün.” (s20)
*Hlestakov’un
‘onu başkomutan zannettikleri ‘ hikayesini Kaymakama anlatarak aslında bilmeden
tüyo vermesi.
“Hatta bir
defasında beni başkomutan bile sanmışlardı; askerler nöbet yerlerini bırakıp
ellerinde silahlarıyla beni selamlamaya çıkmıştı. Dostum olan subayları
sonradan “Ya kardeş, gerçekten başkomutan sandık seni,” demişti.” (s59)
Mizahi takılmalar :
*Rusya’nın
büyüklüğü
“Buradan
kalkıp üç yıl boyunca yürüsen bile başka bir ülkeye varamazsın.” (s5)
*Hastane/hastalar
“Hastalar da
her zamanki gibi evcil hayvana ya da demirciye benzemesinler.” (s5)
“Hastayı ne
kadar kendi haline bırakırsanız o kadar iyi olur. Hiç pahalı ilaç kullanmayız.
İnsan basit bir varlıktır zaten: Ölecekse ölür, iyileşecekse iyileşir.” (s6)
*Mahkeme
“İnsanların
oturması gereken bekleme salonunda mübaşirleriniz kaz yetiştiriyor, yavruları
da ayakaltında dolaşıyor.” (s6)
*Postane
“Bana akıl
vermeyin, bu zaten yaptığım bir şey. Ama tedbir olsun diye değil, daha çok
meraktan yapıyorum. Dünyada neler olduğunu öğrenmeye bayılıyorum. Gerçekten çok
ilginç şeyler var mektuplarda. Kimileri öylesine keyifle okunan… öyle öğretici
parçalar ki anlatamam. “Moskova Haberleri” gazetesinden bile iyidirler!” (s11)
*Köylü
“Senin patron
köylü olduğu için bir gün yemek yemeden durabilir, ama herkesi kendisi gibi
sanıyor.” (s30)
*Yüksek
rütbelilerle konuşma korkusu
“Öyle ama,
yüksek rütbeliler konuşurken biraz ürküyorsunuz.” (s50)
*Rüşvet
“Bence
herkes, onun karşısına birer birer çıkmalı ve açıkgöz davranıp işi halletmeli;
hem böyle yaparsak birbirimizden hiç haberimiz yokmuş gibi olur. Örgütlü
toplumlarda böyle yapılır işte!” (s72)
*Rüşvet yiyen devlet büyükleri için
harika bir taşlama. Bu açıdan bakıldığında evrensel bir roman ve hikaye.
Tevekkeli değil bu kadar ünlenmiş olması.
*Gogol adeta Rusya’nın Aziz Nesin’i. Aziz
Nesin’in kıvrak ve sivri mizah zekasını Gogol’un benzetmelerinde de buluyor
gülümseyerek, gülerek okuyoruz.
*Bu
roman aklıma Orhan
Kemal’in Müfettiş romanını getirdi. Müfettişler Müfettişi [AAKA-316], Müfettişler
Müfettişi-2 [AAKA-321]. Orhan Kemal’de romanında benzer bir yanılsamayı
işlemiş ve bunu iki kitaba yayarak oldukça geniş bir perspektifte tutmuştu. Kemal’in
müfettişi Türk kültürünü, geleneklerini anlatıyor ve başarılı bir mizahla
eleştiriyordu.
İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder